Kırmızı etin, protein bakımından zengin, insan sağlığına faydalı ve diyetler için önemli bir besin kaynağı olduğu halde son zamanlarda tüketiminin azalmış olduğunu ifade eden Dyt. Çağla Güngör, “Bir insanın günlük protein ihtiyacını karşılama noktasında, içerisinde barındırdığı yüksek sindirilebilme oranına sahip proteinlerle kırmızı et oldukça faydalıdır. Kırmızı et yüksek kalitede amino asit içerir. İçerdiği amino asitler, vücudun bağışıklık sistemi güçlülüğü ve protein dengesini olumlu yönde etkileme anlamında oldukça faydalıdır. Ayrıca kırmızı et, beyaz ete nazaran myoglobin proteini içerdiği için demir oranı daha yüksektir. Demir eksikliği anemisiyle birebir ilişkilidir” dedi.
Kırmızı et tüketiminin B12 vitamini alınmasındaki önemini vurgulayan Dyt. Çağla Güngör, "B12 kırmızı ete has bir vitamindir. DNA yapımına yardımcı olur, sinir ve kırmızı kan hücrelerini sağlıklı tutar. B12 vitamininin diğer bir işlevi ise B9 vitamini (folik asit) kullanılabilmesi için B12 vitaminine ihtiyaç vardır. Dolaylı yoldan folik asit emilimini de etkiler. Demir ve B12 vitaminin yanı sıra; çinko, selenyum, B3 ve B6 vitamini kaynağıdır" diye belirterek, kırmızı etin, insan vücudunun ihtiyacı olan vitaminleri barındırdığını ifade etti.
HAFTADA EN AZ 2 GÜN KIRMIZI ET TÜKETİLMELİ
Sağlıklı bireyler için haftanın 2 günü kırmızı et tüketimi yapılması gerektiğini belirten Dyt. Güngör, "Sağlık probleminiz yok ise haftada 2 gün kırmızı ete beslenmenizde yer vermelisiniz. Vitamin eksikliği yaşayan bireyler, özellikle B12, demir, çinko, A ve E vitaminleri eksikliği olan ya da yeteri miktarda alamayan kişiler için kırmızı et büyük bir önem taşımaktadır. Bu kişilerin protein ihtiyaçlarının büyük bölümünü, ortalama yüzde 40-50'si kadarını kırmızı et oluşturmalıdır” dedi.
Bazı sağlık problemi bulunan insanların kırmızı et tüketmemesi gerektiğini söyleyen Dyt. Çağla Güngör, "Aşırı miktarda tüketilen et ve et ürünleri vücutta doymuş yağ oranının artışına neden olur. Bu yağ oranının artması, kalp damar sisteminden kaynaklanan hastalıklarda artışa neden olur. Kardiyovasküler rahatsızlığı olan ya da aile geçmişinde bulunan insanlar dikkat etmelidir. Yüksek kolesterol ya da hipertansiyonu olan bireylerde, böbrek rahatsızlıkları olan kişilerde, divertikülüt ile ilgili problemleri bulunanlarda et tüketimi sınırlandırılmalıdır ve bu konuda bir uzmana başvurulmalıdır. Bunun yanı sıra, kanser hastalarında da özellikle etin nasıl pişirildiği çok büyük önem arz etmektedir. Çünkü mangal, kızartma, tütsüleme gibi yöntemlerle eti daha karsinojenik hale gelmektedir" dedi.
Dyt. Çağla Güngör, “Kırmızı etin protein anlamında alternatifleri bulunuyor. Fakat birebir vitamin, mineral ve protein kalitesi açısından besinsel bir alternatifi maalesef bulunmamaktadır. Protein anlamında ise tavuk, balık, yumurta, peynir, süt ve yoğurt olarak sıralanabilir” dedi.
ETİN KÖMÜRLEŞMESİNE İZİN VERİLMEMELİ
Etin pişirilirken yağsız tarafının tercih edilmesi gerektiğini belirten Dyt. Güngör, "Halk arasında 'yağsız et lezzetsiz et algısı' bulunsa da baharatlarla damak tadına uygun hale getirilebilir. Önemli bir husus ise pişirme yöntemidir. Haşlama ya da fırın ile hiç yağ kullanılmadığı için çok daha iyi bir yöntemdir. Diğer pişirme yöntemleri olarak ise yine yağ kullanılmadığı için mangal ve ızgara da iyi bir seçenek olabilir. Ancak mangal yaparken dikkat edilmesi gereken bir konu, eti kömürleştirmeden, etin mangaldan en az 15 cm kadar uzak tutulması gerektiğidir. Etin kömürleşmesine kesinlikle izin verilmemeli ve bu tarz etler tüketilmemelidir. Bu tarz kömürleşmiş etler kanserojen maddeler içerir. Ayrıca kömürleşmiş et; besin ögelerini, yararlı vitamin ve minerallerinin çoğunu kaybetmiştir. Diyetlerde yağda ve kızartma şeklinde et pişirilmesi tavsiye edilmez. Kalori seviyesini çok üst boyutlara çekmemesi için et, ilave yağ olmadan kendi yağında pişirilmelidir" tavsiyelerinde bulundu.
Dyt. Çağla Güngör, “Kırmızı et C vitamini içeriği yüksek gıdalarla birlikte; taze sıkılmış portakal suyu, C vitamini içeren sebzelerle birlikte (örneğin üzerine limon sıkılmış salata gibi) tüketildiğinde içerisindeki demirin emilimi artacağı gibi daha dengeli ve sağlıklı bir öğün oluşturulmuş olur” diyerek sözlerine son verdi.