İnsani yardım için Gazze'ye doğru yol alan Küresel Sumud Filosu, İsrail askerlerinin hedefi oldu. Takip sistemindeki verilerde, İsrail'in Gazze'ye giden 44 gemiden 21 gemiyi yasa dışı olarak ele geçirdiği ve 19'unu da ele geçirdiğinin varsayıldığı belirtildi.
İsrail askerleri tarafından alıkonulan Türk aktivistlerin sayısı 37'e yükselirken saldırıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ilk açıklama geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sumud Filosu'na yönelik saldırıya ilişkin "Bu haydutluğu lanetliyorum, Türkiye tüm umut yolcularının yanındadır. Netanyahu'nun barışa tahammülü olmadığı görüldü" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde; "Sözlerimin hemen başında, Gazze'de çocukların açlıktan öldüğü barbarlığa dikkat çekmek ve Filistinli mazlumlara insani yardım götürmek için yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na yönelik haydutluğu lanetliyorum.
İsrail yönetiminin, uluslararası sularda seyreden sivillere yönelik düzenlediği bu saldırı, soykırım kadrosunun Gazze'deki insanlık suçlarını gizlemek için nasıl bir cinnet halinde olduğunu bir kere daha ispat etmiştir. Soykırımcı Netanyahu hükümetinin, bırakın barışın tesis edilmesine, böyle bir ihtimalin yeşermesine dahi tahammülünün olmadığı görülmüştür.
Sumud Filosu, Gazze'deki vahşetin ve İsrail'in katliamcı yüzünün bir kez daha tüm dünyada görülmesini sağlamıştır. Türkiye, insanlığın ortak vicdanına tercüman olan Sumud Filosu'ndaki tüm umut yolcularının yanındadır. İlgili birimlerimiz gelişmeleri sahada anbean takip etmekte, aktivistlerin ve vatandaşlarımızın kılına zarar gelmemesi için gerekli tedbirleri almaktadır. Devlet ve millet olarak önceliğimiz Gazze'de akan kanın durması, insani yardımların engelsiz bir şekilde mazlumlara ulaştırılmasıdır.
Çok zor şartlarda hayat ve haysiyet mücadelesi veren Filistinli kardeşlerimizi sahipsiz bırakmayacak, ateşkesin tesisi için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Burada öncelikle bir konuyu vüzûha kavuşturmak istiyorum. AK Parti olarak Türkiye'ye hizmet yolunda 14 Ağustos itibarıyla 14'üncü yılımızı hamdolsun tamamladık. Yani sadece AK Parti olarak çeyrek asırlık birikimi, tecrübeyi, müktesebatı temsil ediyoruz. Öte yandan şunu da çok iyi biliyoruz: Partimizin kuruluşu 14 Ağustos 2001 tarihi olsa da biz kökleri itibarıyla, beslendiği kaynakları itibarıyla yüzyıllara sâri bir hareketiz. Bu hareketin kökleri Malazgirt'tedir, Söğüt'tedir, Dumlupınar, Sakarya, Çanakkale'dedir. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın mirasını, onların ufkunu, birikimini, tecrübesini tevarüs etmiş, dahası bunları Cumhuriyetin kazanımlarıyla harmanlamış bir siyasi kadroyuz.
Biz aynı zamanda yüzünü geçmişe değil, geleceğe dönen, ilhamını maziden alıp âtiye taşıyan bir partiyiz. Böyle bir tasavvur içindeyiz. Altını çizerek söylüyorum bizim şu birlikteliğimiz tam anlamıyla bir gönül birlikteliğidir, inanç birlikteliğidir, mefkûre birlikteliğidir. Biz her şeyden önce dava ve yol arkadaşlarıyız. Unvanlarımızdan bağımsız olarak, şahsım dahil hepimiz, bu kutlu davada sadece birer neferiz. Bundan da büyük şeref duyuyoruz. Her birimiz aynı ufka bakıyor, aynı hedefe doğru beraberce yürüyoruz.
24 yıldır değişmeyen bir başka gerçek şudur. Bu yolculukta rotamızı tayin ve tespit eden hep aziz milletimiz olmuştur. Milletimiz nereyi işaret ettiyse yönümüzü oraya döndük. Milletin bizden beklentisi neyse tüm imkanlarımızla onu gerçekleştirmeye çalıştık. Milletimizle bağımızı, irtibatımızı, gönülden gönüle giden o köprüyü daima sağlam tutmaya gayret ettik. Hepimiz aynı zamanda bu aziz milletin hizmetkarlarıyız. Milletimize hizmet vazifemizi ise bir emanet bilinciyle, bunun da ötesinde bir bayrak yarışı anlayışıyla yerine getiriyoruz."